Alanyalı üretici muzdan kaçıyor
Alanya'da muz üreticileri, artan maliyetler ve azalan kazançlar nedeniyle muz seralarını söküp, daha karlı olan mango ve avokado yetiştiriciliğine yöneldiler.
Bir dönemin lüks meyvesi olan muz, artık ucuz meyveler arasında yer alıyor. Geçmişte yalnızca yüksek gelir grubuna hitap eden muz, bugün pazarlarda birçok meyveden daha düşük fiyatlarla alıcı buluyor. Ancak bu durum tüketiciler için sevindirici olsa da üreticiler için ciddi sorunlar yaratıyor. Açık alanda yetişen yeşil muz üreticiden 26 TL’ye, sera muzu ise 28 TL’den alınıyor. Halde sarı muz 33-37 TL arasında satılıyor. Pazarda 40-50 TL arasında değişen muz, elma ve portakal gibi diğer meyvelere göre daha uygun fiyatlarla satışa sunuluyor. Muz üreticileri, maliyetlerin giderek arttığından ve satış fiyatlarının bu maliyetleri karşılamadığından şikayetçi. Gübre, ilaç, işçilik gibi temel girdilerin fiyatlarında yaşanan yükseliş, üreticilerin kâr marjını iyice daraltmış durumda. Muz, piyasada eski değerini bulmadığı için üreticiler de mango ve avokado gibi ürünlere yöneliyorlar. Alanya'da muz fiyatlarındaki düşüş, yerini alternatif ürünlere bırakmaya başladı. Çiftçiler, seraları sökülüp daha karlı olacağına inandıkları mango ve avokado gibi tropikal meyveleri ekmeye başlarken, muz üretiminin giderek azaldı. Ayrıca, iklim değişikliği ve tarım politikalarındaki belirsizlikler de üreticiler için ek zorluklar yaratıyor. Sektör temsilcileri üreticiyi korumak için daha dengeli bir tarım politikası izlenmesi gerektiğini ifade etti. Yerli muz üretiminin desteklenmesi ve ithalat dengesinin korunması gerektiğini belirten temsilciler, aksi takdirde yerli üreticilerin sektörden çekilebileceği uyarısında bulundu.
İTHALAT YASAKLANMALI YA DA İTHALAT VERGİ ORANI YÜKSELTİLMELİ
Alanya Ziraat Odası Başkanı Tahir Göktepe, Alanya'da muz üretiminin önemine dikkat çekerek, yerli üreticilerin yaşadığı sorunlara çözüm bulunması için yetkililere çağrıda bulundu. Göktepe, Alanya’nın Türkiye’de muzun doğduğu ve çevre ilçe ve illere dağıldığı bir merkez olduğunu vurguladı. Göktepe yerli muz üreticilerinin korunması amacıyla devlet yetkililerinden ve ilgili bakanlıklardan destek beklediklerini dile getirdi. Özellikle yerli muzun pazara yoğun şekilde arz edildiği 1 Eylül-30 Mayıs tarihleri arasında muz ithalatının ya tamamen yasaklanmasını ya da ithalat vergilerinin artırılmasını önerdi. Göktepe, “Muz üretimimiz Alanya ölçeğinde 12.000 dekar serada 9500 dekar açık alanda muz üretimi yapılmaktadır. Alanyamız muzun doğduğu ve komşu il ve ilçelerimize dağıldığı yerdir. Bu nedenle hem ilçemiz için hem de ülkemiz için gerek tadı aroması gerekse de sağlamış olduğu istihdam noktasında son derece önemli bir yere sahiptir. Başta yatırım maliyeti olmak üzere sonrasında yıl boyunca işletme maliyetleri nedeniyle maalesef muz üreticilerimiz girdi maliyetleri hususunda muzdarip durumda üretim yapmaya çalışmaktadırlar. Market ve pazarlarda üreticilerimizin binbir emekle üretmiş oldukları en ucuz meyve olarak kalması üretim hızının azalmasına ayrıca muz seralarında örtü altında yetişebilecek diğer katma değeri yüksek ürünlere geçmesine sebebiyet vermektedir .İlçemiz ölçeğinde yıllık 140 bin ton muz üretimi olmasına rağmen hala boş bekleyen verimli topraklarımız vardır. Bugün elma, armut, portakal, mandalina ve diğer sert çekirdekli meyvelerle kıyaslayacak olursak muzun hem yatırım maliyeti hem de işletme maliyeti beş kat daha fazladır. Bu nedenle devlet yetkililerilerimizden ve ilgili bakanlıklarımızdan ricamız yerli muzun yoğun şekilde yetiştirildiği ve pazara arz edildiği tarihler olan 1 Eylül ile 30 Mayıs arasında ithalat yasaklanmalı ya da ithalat vergi oranının yükseltilmesi gerekmektedir. Tüketicilerimizden ricamız ise her zaman tek derdi pestisit kalıntısı olmadan güvenilir gıdayı tarladan sofralara taşımak için gece gündüz çalışan yerli üreticimize destek vermeleri, alışveriş yaparken muz ve diğer sebze meyvelerde yerli ürünü tercih etmeleridir” dedi.
ÜRETİM FAZLASI SORUNLARI BERABERİNDE GETİRDİ
Alanya Hal Komisyoncuları Derneği Başkanı Adem Kaya ise plansız kredi politikalarının üretim fazlasına yol açtığını belirtti. Kaya, “Muz hak ettiği değerde satılmıyor. Maliyetler çok arttı. Ucuz olmasının başlıca sebebi ülkemizde fazla muz üretimi var. Keşke ucuz hibeli kredi verilirken üretim planlaması yapılsa da ona göre kredi kullandırılsa bu kadar olmazdı. Belki bazı muz üreticileri bana kızacak ama gerçek aile çiftçiliği yapan dar gelirlilere verilseydi böyle olmazdı. Araştırma ve kontrol yapılmadan holdinglere sınırsız kredi kullandırılarak, çok geniş seralar yapılarak üretim fazlalığı yapıldı ve sonuç zararla karşı karşıya kaldık” şeklinde konuştu.
MALİYETLER ARTIYOR, GELİR AYNI KALIYOR
Üretici kimliği ile de dikkat çeken Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman Uyar, arz fazlasının fiyatları düşürdüğünü, ancak maliyetlerin hızla arttığını söyledi. Uyar, “Muz, günümüzde en ucuz meyvelerden biri haline geldi. Hatta dün bir yerde çileğin kilosunun 400 ile 600 lira arasında değiştiğini gördüm. Bu durumda bir adet çileğin fiyatı yaklaşık 23 liraya denk geliyor, biraz büyükçe bir çileğin gramajından yola çıkarsak. Eskiden muz ve çilek, fiyat açısından benzer ürünlerdi. Ancak uzun yıllardır muzun fiyatı artmıyor. Bunun temel nedeni, bir ürünün fiyatını arz ve talebin belirlemesidir. Arz artarsa, yani üretim yükselirse, fiyat düşer. Muzda da tam olarak bu yaşandı. Pandemi döneminde verilen ucuz krediler sayesinde muz üretimi ciddi boyutlarda arttı ve neredeyse 900 bin tona ulaştı. Şu anda herkes, her yerde muza kolayca ulaşabiliyor. Oysa eskiden muz bulunması zor bir üründü, bu nedenle de fiyatı yüksekti. Şimdi ise muz, en ucuz ürünlerden biri haline geldi. Muzun stoklanamayan bir ürün olması da fiyat üzerinde etkili. Üretildiğinde satılması gerekiyor. Bu durum bazen tarlalardan erken kesime yol açıyor çünkü ürün satılacak yer bulamayabiliyor. Fiyat makul olsa bile, insanların muz tüketim miktarı sınırlı. Dolayısıyla, şu anda üretici için 'Muzun fiyatı niye yükselmiyor?' sorusundan ziyade 'İyi ki muz satılıyor' demek daha öncelikli bir konu. Eğer satış olmazsa ve fiyat daha da düşerse durum daha kötü olur. Ancak bu tablo, üretici açısından da bazı sorunları beraberinde getiriyor. Fiyat artmadığı için gelir artmıyor, buna karşın maliyetler sürekli yükseliyor. İşçi ücretleri, enerji giderleri, gübre ve ilaç maliyetleri geçmişe göre çok daha yüksek. Örneğin, asgari ücret eskiden 7-10 bin lira seviyesindeyken üreticiler seralarında çalışan tutabiliyordu. Ancak şu anda asgari ücret 17 bin lira ve Ocak ayında 20 bin liranın üzerine çıkması bekleniyor. Üstelik yabancı işçilerin maliyetleri de arttı. Enerji maliyetleri de ciddi bir yük oluşturuyor. Seralarda motor çalıştırılıyor, ilaç ve gübre masrafları artmış durumda, ancak satış fiyatı aynı kaldı. Bu da üreticinin kârını azaltıyor. Üreticiler alışkanlık nedeniyle muz üretimine devam ediyor, ancak bazıları mango, avokado gibi alternatif ürünlere yönelmeye başladı. Örneğin, bu yıl kabak üretimi inanılmaz bir gelir sağladı. Pek çok üretici, "Keşke kabak ekseydim, 3-4 ayda muzdan kazanacağımın çok daha fazlasını kazanırdım" diyor. Bu durum, arz-talep dengesizliği ve plansızlık sorunlarını gözler önüne seriyor” dedi.