Alanya turizmi kur kıskacında
Alanya’da turizmciler kur baskısı ve artan maliyetler nedeniyle zor durumda. Döviz bazlı kredi kullanan tesisler batma riskiyle karşı karşıya, rekabet gücü ise düşüyor. Sektör temsilcileri, sürdürülebilir bir turizm için kur politikasının gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Alanya’da, otelciler ekonomik baskılarla mücadele ediyor. Döviz kurlarındaki baskı, hızla yükselen girdi maliyetleri ve enflasyonun getirdiği ek yükler, turizm işletmelerinin kârlılığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Turizmciler, özellikle son iki yıldır kâr marjlarının giderek düştüğüne dikkat çekerken, döviz bazlı kredi kullanan tesislerin finansal sürdürülebilirlik açısından büyük risk altında olduğunu belirtiyor. Sektör temsilcileri, turizmcilerin döviz bazlı anlaşmalarında fiyat artışına gitmek istemediğini ancak artan maliyetler nedeniyle buna mecbur kaldıklarını vurguluyor. Ancak rakip turizm destinasyonları olan İspanya, Yunanistan ve İtalya'da enflasyonun Türkiye’ye kıyasla daha düşük olması, bu ülkelerde fiyat artışlarını daha kontrollü hale getirirken, Türkiye’de maliyetlerin hızla artması rekabet gücünü zayıflatıyor. Turizmciler, otel fiyatlarının yanı sıra bölgedeki diğer harcamaların da turistlerin gözünde "Türkiye pahalı" algısını güçlendirdiğini ve bunun uzun vadede turist tercihlerine olumsuz yansıyabileceğini dile getiriyor. Aynı zamanda, döviz kurlarının enflasyon oranına paralel şekilde yükselmemesi, otel işletmecilerinin maliyet baskısını artırarak hizmet kalitesinin düşmesine ve müşteri memnuniyetinin azalmasına sebep olabileceği konusunda endişe yaratıyor. Alanya turizm sektörü temsilcileri, sürdürülebilir bir turizm politikası için kur üzerindeki baskının kaldırılması, kredi imkanlarının genişletilmesi ve enflasyonun kontrol altına alınması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, turizminin uzun vadede rekabetçiliğini kaybetme ve turist sayısında düşüş yaşama riskinin giderek artığını vurguluyor.
ZİNCİRLEME BATIŞ TEHLİKESİ
Turizm bölgelerinin kur baskısının çıkmazına girdiğini dile getiren Eray Erdem, "Özellikle son iki yıldır turizm sektöründe karlılık kaygı verici bir şekilde azaldı. Bu konuda da sektörün kur baskısından kurtulması için gerekli adımların atılması gerekmektedir. Döviz kurlarındaki baskının devam etmesi halinde döviz bazlı kredi kullanan birçok turizm tesisi batma tehlikesiyle karşı karşıya kalır" dedi. Erdem, turizmde karlılığın yüzde 30-40'lardan yüzde 8-10'lara gerilediğini ve kredi kullanımına getirilen kotaların turizmcilerin elini kolunu bağladığını ifade etti. Zincirleme batışların hem bankaları hem de turizmi vuracağını belirten Erdem, kur baskısı politikasından vazgeçilmesi ve kredi kolaylıklarının yeniden sağlanması gerektiğini vurguladı.
KUR YÜKSEK OLMASIN ANCAK MALİYETLERDE ARTMASIN
Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili ise 2025 sezonu için doluluk oranlarında bir sorun beklenmediğini belirtti. Ancak kârlılığın düşmesi nedeniyle küçük ve orta ölçekli tesislerin ciddi sıkıntılar yaşayabileceğine dikkat çekerek, “2025 sezonunda genel olarak sayısal anlamda bir sorun görünmüyor, otellerimizin dolu olacağını ve bu anlamda sezonun iyi geçireceğimizi öngörüyoruz. Ancak başından bu yana ifade ettiğimiz gibi artan maliyetler ve uygulanan kur politikası konaklama sektöründe kârlılığın ciddi boyutlarda azalmasına neden olmuş durumda. Burada temel talebimiz tabii ki kur yüksek olmasın ancak maliyetlerde artmasın. Aksi taktirde sektörde küçük ve orta ölçekli tesislerde karlık anlamında ciddi sorunlar yaşanabileceğini, bunun da turizmimize ve ekonomiye zarar vereceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
REKABET GÜCÜ ZAYIFLIYOR
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) ile Alanya Turizm Tanıtma Vakfı (ALTAV) Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Cimrin, otellerin döviz bazında fiyat artırmak istemediğini ancak yükselen maliyetler nedeniyle buna mecbur kaldıklarını söyledi. Cimrin, “Otel işletmecileri döviz bazında yapmış oldukları anlaşmalarda fiyat artışına gitmek istemiyorlar ancak girdi maliyetlerinin artması ve kur artış hızının bunun altında kalması nedeniyle fiyat arttırmaya mecbur kalıyorlar. Döviz bazında yapmış olduğumuz her fiyat artışı İspanya, Yunanistan, İtalya ve diğer Akdeniz çanağındaki rakiplerimize karşı rekabet gücümüzün azalmasına neden olmakta. Rakiplerimizdeki enflasyon bize göre çok daha düşük olduğu için, son üç yılda bizim kadar fiyat artırmadıklarını gözlemliyoruz. Kalite ve hizmet artışından değil de maliyet artışı nedeniyle yukarı çıkardığımız fiyatların Türkiye’yi tercih edecek tatilcilerde bulacağı karşılık gittikçe azalacaktır. Bu durum şu anda önümüzdeki en önemli sorunlardan biridir. Kurların artması otelcilerimizi rahatlatacak ve yapmak zorunda kalacağımız fiyat artışlarının önüne geçecektir. Tabii ki kurlar artarken maliyetlerin de aynı oranda artmaması gerekiyor yani enflasyonun düşmesi gerekiyor. Aynı anda hem kurlar hem de maliyetler artarsa bu sadece geçici bir rahatlama sağlayacaktır. Ayrıca paket tur fiyatlarının yanı sıra misafir tatil yapacağı bölgeye geldiğinde ve otel dışına çıktığında örnek vermek gerekirse aynı bira için her yıl daha fazla Euro ödemek zorunda kalıyorsa pahalı olduğumuz algısını besleyen bir diğer unsur da budur” dedi.
HİZMET KALİTESİ RİSK ALTINDA
Konaklı Turistik İşletmeciler Derneği (KONTİD) Başkanı Ali Orkan ise kur artışının enflasyonun gerisinde kaldığını belirterek, bu durumun otellerin kâr marjlarını erittiğini ve hizmet kalitesini olumsuz etkilediğini söyledi. Orkan, “Geçmiş sezonda turizmcilerin yaşadığı en büyük sorunlardan biri döviz kurlarının stabil seyretmesiydi. Kurlar yüzde 30 düzeylerinde artış gösterirken, buna karşın girdi maliyetleri enflasyon yüzde 70’ler düzeyinde idi. Hal böyle olunca da otellerin kar marjları minimum seviyelere inmiştir. İşletmecilerin zarar ettikleri ortamlarda verilen hizmet kalitesi de olumsuz olarak yansımaktadır ve bunun sonucunda da misafir memnuniyetsizliği ve şikayetleri ortaya çıkabilmektedir. Neticesinde de gelen misafir sayısında azalma olabilir” ifadelerini kullandı.
